Vergi Konseyi‘nin yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı Gelir Vergisi reformunun rapor
çalışması tamamlandı, eğer taslak yasalaşırsa yaklaşık 800 bin küçük esnafa önemli bir
imkan tanınmış olacak.
En önemlisi de geleneksel üretimler yapan yorgancı, yazmacı, yemenici, bakırcı çarıkçıgibi sanatkarlara tam muafiyet gelecek. Böylece kaybolan meslekler yaşatılmak isteniyor ve tarihe saygı geliyor. Yeni düzenlemeler, bir bakıma basit usüle tabi esnafın vergileme sisteminde değişiklik anlamı taşıyor. Taslak ve öneriler, Maliye Bakanlığı’nda değerlendirmeye tabi tutulacak. Bu çerçevede getirilen önerilerle küçük esnaf sınıflandırılacak. Esnafa, oturduğu bölgenin nüfus kriterine göre bir kademelendirme yapılacak. Bu kademelendirmenin daha çok Maliye Bakanlığı’nda şekillendirilmesi
bekleniyor. İlk öneriye göre 2 binin altındaki nüfusa sahip yerlerde küçük esnafa vergi
muafiyeti getirilecek. Burada alış ve satışına göre de bir kıstas belirlenebileceği belirtiliyor. Küçük esnaf vergi vermeyecek ama yıllık olarak bir harç ödeyecek. Bu harcın yarısı da bazı bölgelerde alınmayacak. Yani örneğin 200 TL’lik bir harç belirlenecekse bunun 100 TL’si de bu bölgelerde alınmayacak. Ama irtibatın kesilmemesi için, yılın belli bir ayında gelip vergi dairesine “ben faaliyetteyim” diye beyanda bulunacak. Kademelendirmede asgari ücretin esas alınması bekleniyor. İlk etaptaki esnaftan sonra yukarıya doğru yani nüfus arttıkça alınan harç miktarı da yükselecek. İlk etap bölgede diyelim ki asgari ücretin yarısı alınıyorsa, bir üst kademede asgari ücret, daha sonraki kademede asgari ücretin bir katı, büyükşehirlerde de asgari ücretin iki katı gibi harç alınacak. Ama İstanbul Şişli’de bir berberin vergilendirilmesinin belki de bu sistem dışında normal vergilendirilmesi yani gerçek usulde vergilendirilmesi gündeme gelebilecek.
FİŞ TOPLAYANA HARÇ İNDİRİMİ
Yeni modelde “belge teşviki” modelinin hayata geçirilmesi planlanıyor. Model; “Küçük esnaf yaptığı satıştan dolayı belge, yani fiş-fatura kesmesin ama kullandığı malzemeyi alırken fiş alsın” esasına dayanacak. Yani ayakkabı tamircisine gidildiğinde gelen müşteriye fiş kesmeyecek ama tamir için başkalarından deriyi, ipliği, köseleyi alırken fiş alacak. Esnaf bu fişleri biriktirecek ve ödeyeceği harç üzerinden yine yüzde 2 ya da 3’lük bir indirim hakkı elde edecek. Böylece fiş toplama açısından da teşvik edici bir mekanizma oluşturulmaya çalışılacak.
Her şey buraya kadar anlamlı ancak büyük şehir esnafının muafiyetten daha düşük seviyede yararlanması bir haksızlığı gündeme getiriyor. Çünkü büyük şehir esnafının giderlerinin küçük şehirden daha fazla olduğu gerçeği unutulmamalı. Ev kirasından iş yeri kirasına, ulaşımdan mutfak giderine, sağlıktan eğitim giderine kadar tüm giderler küçük şehirlerden çok daha fazla. Onun için de vergi yerine alınacak harçlarda büyük şehirlerde iki, hatta üç kat uygulama hazırlığı yeni bir dengesizliği gündeme getirecektir.
Vergi muafiyetindeki bu dengesizliği gündeme taşımanın yanısıra“İstanbul Esnaf”ın elinizdeki Mayıs sayısından söz etmeliyim;
Bu sayıda öncelikle TESK’in zirvesindeki üç isim; Bendevi Palandöken, Faik Yılmaz ve Burhan Aksak’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Çin gezisine katılmalarını sayfalarımıza taşıdık. TESK yöneticileri bu gezinin hemen ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Hollanda programına davet edildiler. Bu haberler bu sayıda önemli bir yer buldu. Bu arada İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz’ın uçakta Başbakan’la sohbeti ve birlik binasına davetine yer verdik.
Bu sayının diğer haberlerini sıralamak gerekirse, TESK Genel Başkanı Palandöken’in“Perakende Yasası, lobiler tarafından engelleniyor” açıklaması ilk sırada yer aldı.
“Dokumacı enafına yeniden bahar geldi” haberi de bu sektör için pozitif bir haber oldu. Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu’nun “Bankalar da kuyumculuk yapıyor”iddiası anlamlıydı.
“Laleli esnafı, yurtdışına mal kaptırmaktan yıldı”, “Kayıtdışı fason atölyelerin fiyatları yerlerde”, “Teknolojinin gerisinde kalan matbaalar çırpınıyor”, “Emlakçılara tapuda iş takibi yasak” başlıklı haberler Mayıs sayımızın önemlileri oldu. Sağlıcakla okumanızı diliyorum.
Fikret HELVACIOĞLU