Eskiden balıkçı olan Gürhan Kasap, dükkânını kebapçıya çevirmesiyle başlamış tatlıcılık serüvenine. Burada aylarca ustayı izleyerek kadayıf yapmayı öğrenen Gürhan Kasap, mekânını kapattıktan sonra özel davetlerde arkadaşlarına kadayıf hazırlamaya başlamış. Ramazan’da uzun ve meşhur iftar sofralarında yaklaşık yüz elli kişiye kadayıfı tattırdıktan sonra da yeni bir yer açmaya karar vermişler. Eser Turan ile yolları da yine kadayıf tadımının olduğu bir iftar sofrasında başlamış. İki arkadaş, iki ortak olarak Osmanlı Saray Kadayıfı’nı açmışlar. Şimdi Gürhan mutfakta leziz kadayıfları pişirirken, Eser dekorasyonu şık mekânda misafirlere servis yapıyor.
Tatlılar günlük olarak Gürhan Kasap tarafından hazırlanıyor. Bir tepsi kadayıfın hazırlanmasından tezgaha çıkış süresi iki buçuk saati buluyor. Fırında değil, ocak üzerinde çevrile çevrile pişirilen tatlı, lezzetinin büyük kısmını da buradan alıyor. Şerbetinde en dikkat çekici nokta ise saf şeker ve su ile yapılması… Sadece su ve şekerden hazırlanan şerbet, kadayıfla buluşunca ortaya tarif edilmez bir tat çıkıyor. Sabah saat 11.00’da tatlı hazır oluyor. Akşamsa tepsideki tatlılar bitene kadar mekân kapatılmıyor.
Mekanda her tatlı cam şişede süt ve minik süt bardaklarıyla servis ediliyor. Bunun nedenini Gürhan şöyle açıklıyor: ‘Her lokmadan sonra ağzınızda süt gezdirirseniz, yediğiniz her çatalda ilk başta aldığınız tadı alırsınız. Nasıl ki baklavayla ayran ikram edilir, biz de saray mutfağına uygun kadayıfla süt ikram ediyoruz” diyor. <a href=”http://esnafim.org/wp-content/uploads/2014/11/image25.jpg”><img class=”aligncenter wp-image-1513 size-medium” src=”http://esnafim.org/wp-content/uploads/2014/11/image25-300×251.jpg” alt=”image” width=”300″ height=”251″ /></a>