Adliyelerdeki iş yoğunluğunu azaltmak ve hukuki uyuşmazlıklarda daha kısa sürede bir neticede almak amacıyla çıkartılan Arabuculuk Kanunu pek çok kimse için yeni bir konu. Bu sebeple İSTESOB Hukuk Müşaviri Mustafa Emre, Arabuculuk Kanunu hakkında bir yazı kaleme aldı ve kanunu esnaf ve esnaf teşkilatı için anlattı.
HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu; Özel hukuk Uyuşmazlıklarında tarafların serbest iradeleri ile dava sırasında ya da davadan önce sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafların bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu surette çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımı ile ve ihtiyari (isteğe bağlı) olarak yürütülen uyuşmazlık yönetimini ifade ettiği seklinde düzenlenmiştir.
Taraflar, arabulucuya başvurmak, sureci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda tamamen serbest olup, öncelikle uyuşmazlığı arabululuculuk yoluyla sonuçlandırma konusunda anlaşırlar. Taraflar, hiçbir şekilde zorla bu surecin içine dahil edilmeyecekleri gibi, her aşamada uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla çözmekten de vazgeçebilirler.
Taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse süreç boyunca eşit haklara sahiptirler. Taraflardan biri arabuluculuk surecinin dışında bırakılamayacağı gibi söz hakki da diğerine göre kısıtlanamaz.
Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür,
Taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılanlar da dahil olmak üzere üçüncü bir kişi, uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında yahut tahkim yoluna başvurulduğunda; arabuluculuk faaliyeti esnasında ileri sürülen önerilen veya herhangi bir vakıa veya iddianame kabulü gibi hususlar dahil olarak ileri süremez ve bunlar hakkında tanıklık yapamaz. Bu bilgiler mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez.
Arabulucu, arabuluculuk faaliyetini yürütürken tarafsız davranmak zorunda olup,
tarafsızlığı hakkında şüpheye yol açacak tutum ve davranışta bulunamaz.
Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir veya iletişim kurabilir. Taraflar bu görüşmelere vekilleri aracılığı ile de katılabilirler.
Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir bicimde ve bizzat kendisi yerine getirmek zorunda olup, bu görevini kısmen dahi olsa bir başkasına devredemez.
Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda; arabuluculuğun esasları, sureci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatıp, arabuluculuk yoluyla uyuşmazlığın çözülmesin sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan faydalarının olabileceğini hatırlatarak onları teşvik edebilir.
Arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir. Arabuluculuk surecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen sure, zaman aşımı ve hak düşürücü surelerin hesaplanmada dikkate alınmaz. Arabulucu, arabuluculuk surecinde hukuki ve fiili sebeplerle görevini yapamayacak hale gelirse, taraflar üzerinde anlaştığı yeni bir arabulucu ile süreç kaldığı
yerden devam ettirilebilir. Önceki yapılan işlemler geçerliliğini korur. Arabuluculuk suresi sırasında taraflardan birinin ölümü halinde, arabuluculuk faaliyeti sona erer.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmaların kapsamı taraflarca belirlenir, anlaşma belgesi düzenlenmesi halinde, bu belge taraflarca imzalanır. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, asil uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü; mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
Yukarıda açıklandığı üzere; uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözülmesinde sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan faydalan bulunmaktadır. Uyuşmazlıklar öncelikle, çok kısa sure içinde sonuçlanabilecektir. Kişiler haklarını elde edebilmek için uzun yıllarca beklemeyecektir. Taraflar mağdur olmayacaktır. uyuşmazlıklar daha az masrafla sonuçlanacaktır, Sorunların karşılıklı anlaşarak sona erdirilmesinin psikolojik ve toplumsal faydalan bulunmaktadır. Ülkemizde isçi-işveren uyuşmazlıkların çok büyük rakamlara ulaşmıştır. iş davalarının ortalama 431 (dört yüz otuz bir) günde sonuçlandığı tespit edilmiştir. Davaların çokluğu bu surelerin
uzamasına yol açmaktadır. Surenin uzaması hak sahiplerini mağdur etmektedir. Bu nedenle iş Kanunu’nda yakın bir zamanda yapılacak düzenleme ile isçi-işveren uyuşmazlıklarında davadan önce arabulucuya gitmek zorunlu hale geliyor. Taslağa göre arabuluculuk görüşmeleri üç haftada sonuçlanacak. İsçiler, mahkemelerde yıllarca suren davalarda kazandıkları tazminatları, artik kısa bir sürede elde edebilecekler.
Mustafa EMRE
İSTESOB Hukuk Müşaviri (Emekli Cumhuriyet Başsavcı Vekili)