BASIN AHLAKI !

Koskoca bir 2012’yi de geride bıraktık. Şimdi bir yılın muhasebesi yapılacak, dersler çıkarılacak, yeni yıl için hedefler saptanacak, yeni stratejiler belirlenerek yola devam edilecek. Teşkilatımızın yayın organı ve İstanbul’daki esnaf odalarımızın sesi olan İstanbulESNAF Dergisi, üç yıldır sürdürdüğü “dünden bugüne ve yarına  esnaf” yayın politikası çerçevesinde içeriğinden ödün vermeden yürüyüşünü sürdürecek.
Esnaf odalarımıza ve tüm teşkilatımıza yön vermesi açısından önemli bulduğumuz araştırma ve çalışmalara  bu sayımızda da devam ettik. Öncelikle bir yılın almanağını ve İSTESOB’un 2012 yaşananlarını elinizdeki sayının sayfalarına taşıdık. İkinci derlememizi tüketici ya da müşteri şikayetleri oluşturdu. Disiplin Kurulunun bir yıllık raporu ve sonuçları oldukça düşündürücüydü. Gelen şikayetler, verilen cezalar  ve suç unsurları sayfalarımızda yeraldı. Biz bunu “Çürük elma raporu” diye sunduk.
Değerli okuyucular İSTESOB Basın Müşavirliği olarak elinizdeki bu dergiyi hazırlamanın ötesinde, asıl işlevimiz kurumun medyada tanıtımı ve tabiiki Sayın Başkan Faik Yılmaz’ın açıklamalarının medyada yer almasıdır. Başkan Yılmaz, zaman zaman çeşitli TV kanallarında programlara katılıp esnaf sorunlarını dile getiriyor. Ancak geçtiğimiz haftalarda yaşadığımız ve beklemediğimiz, etik olmayan bir yayın anlayışı bana bu satırları yazdırmak zorunda bıraktı. Yılmaz’ın yayına katıldığı bir uydu kanalın program sunucusu, ayrı ayrı haftalarda Başkan Yılmaz’ı iki yıl içinde 3 defa yayına aldı. Yılmaz, 3. daveti benimle paylaşınca kendisine, programcının belkide konuk bulamadığı için kendisini davet ettiğini söyledim. Yılmaz da her zamanki yardımseverliği ile programa katılma konusunda “hayır” diyemedi ve katıldı. Yılmaz bununla da kalmadı çok sayıda oda başkanını  tanıştırarak kendisine yeni konuklar sağladı.   Aslında Yılmaz, katılımı ile o yayıncının programını onurlandırıyordu.
Buraya kadar her şey normaldi, fakat yayıncının bu programlar için maddi beklenti içine girmesi bizi şok eden gelişmeydi. Aynı yayıncı, beklentisine bağlı olarak Yılmaz’ın cep telefonuna birde uzun bir mesaj attı. Yayıncı bununla da kalmayıp daha sonra yayına aldığı konuklarına Yılmaz’ı karalayan imalarla dolu bir konuşma yaptı.
Böyle bir yayıncılık anlayışını hiç bir ulusal kanalda göremezdik, görmedikte. Etik olmyan ve Basın Ahlak Yasası’na aykırı bu davranışı sadece bir uydu kanalın böylesine  bir programcısından görebilirdik, öyle de oldu. Kendisine yakıştıramadığım basın ahlak ilke ve etiklerine aykırı davranışından ötürü bahsettiğim şahsı,  Zennur Karslı’yı kınıyorum.
Ben de 12 yıl boyunca bir ulusal kanalda çeşitli kurum başkanlarını ve Türkiye’nin önde gelen işadamlarını konuk alıp program yapmış bir medya mensubuyum. Ama her konuk aldığım isme, yayın  sonrası programımı onurlandırdığı için ziyadesiyle teşekkür ederdim.
Bahsettiğim yayıncı da Faik Yılmaz’a sadece teşekkür borçlu iken alacaklı konumuna geçtiği için onu  meslekdaşım olarak görmüyorum. Kendisi 6 ay esnaf derneği başkanlığı yapmış bir kişi olarak bu teşkilatı tanıdığını zanneden sözüm ona yayıncı, hasbel kader yaptığı TV programcılığını, 20 yıl öncesinin dernek başkanlığı ile karıştırmış olmalı. Maalesef günümüzde de çaycılıktan gelip kendine mahalli basında, ya da uydu kanallarda yer bulanlar olduğunu görmek mümkün. Merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın “Medyada bir baltaya sap olamamışlarda var” sözünü “HER MESLEKTE ÇÜRÜK ELMALAR VARDIR” sözüyle bağdaştırıyorum. Ruhu şad olsun.

2013’te sağlık ve esenlik dolu günler dilerim.