Arabuluculuk konusunda ilk bilimsel çalışma, Adalet Bakanlığı, TÜBİTAK ve TÜSSİDE’nin ortak çalışmaları ile gerçekleştirilen “Türkiye Hukuk Kamu Araştırma Programı Ortak Akıl Platformu” toplantılarında gündeme gelmiştir. Arabuluculuk müessesenin ilk fikri temelleri de bu ortak akıl toplantılarında atılmıştır.
Adalet Bakanlığının Arabuluculuk müessesi konusunda kanun yapma iradesi ortaya çıkınca, ülkemizin sayılı akademisyenlerinden, uygulamanın içinde yer alan hukukçulardan ve aralarında TESK, TOBB, TBB, TNB gibi sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğu temsilcilerden bir bilim komisyonu oluşturulmuştur. Bu bilim komisyonu tarafından hazırlanan “Arabuluculuk Kanunu Tasarısı”, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7 Haziran 2012 tarihli oturumunda kabul edilerek yasalaştı.
Arabuluculuk kanunun kabul edilmesinden sonra, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı oluşturulmuştur. Daire Başkanı olarak şuan Sn. Hakan ÖZTATAR görev yapmaktadır. Yine, Arabuluculuk Kanununda belirtildiği üzere Arabuluculukla ilgili işlemleri yürütmek üzere Adalet Bakanlığı bünyesinde bir Arabuluculuk Kurulu oluşturulmuştur. Bu kurulda, Bakanlık temsilcilerinin yanı sıra TOBB, TESK, TNB ve TBB’den temsilciler bulunmaktadır. Konfederasyonumuz, bu kurulda 2 üye ile temsil edilmektedir.
Arabulucuların göreve başlayabilmesi için, Arabuluculuk Kurulu tarafından 21 Ekim 2013 tarihinde ilk yazılı sınav yapılmıştır. Yazılı sınavı geçen arabulucu adaylarına yapılan mülakatın bitirilmesi ile 14 Kasım 2013 tarihinde Türkiye’nin ilk arabulucuları açıklanmıştır. Arabulucular, Adalet Bakanlığı bünyesinde tutulan arabulucu siciline kayıtlarını gerçekleştirmiş olup, şuan ülke çapında 1500’e yakın arabulucu bulunmaktadır.
Tüm bu arabulucuların yetiştirilmesi sürecinde, Adalet Bakanlığı ve UNDP’nin ortak yaptığı proje kapsamında Arabuluculuk Kurulunda da temsil edilen TESK ve TOBB ile belirlenen 10’ar ilde arabuluculuğun tanıtılması amacıyla “Farkındalık yaratma” toplantıları yapılmaya başlanılmıştır. Yapılan toplantılar, Adalet Bakanlığı, UNDP ve TESK’in ortak çalışmasıdır.
Arabuluculuk bugün dünyada 180’e yakın ülkede uygulanmaktadır. Arabuluculuğun uzun yıllardır uygulanmakta olduğu ülkelerden olan İngiltere hariç olmak üzere, arabuluculuk müessesinin uygulandığı ülkelerde uyuşmazlıkların arabuluculuk ile çözülme oranı yaklaşık yüzde yirmidir. Ülkemizde de, arabuluculuğun yargının yükünü azaltacak bir müessese olduğu ve esnaf ve sanatkârın yaşadığı uyuşmazlıkların arabuluculuk ile çok daha kısa sürede ve çok daha ekonomik olarak çözüme kavuşturulabileceği görülmektedir.
1. Ekonomik olarak uygun
Arabulucuların ücretlerinin belirlenmesi için Arabuluculuk kurulu tarafından, avukatlık asgari ücret tarifesinin benzeri bir tarife oluşturulmuştur. Bu tarife ile belirlenen ücretler daha çok saatlik cüretler olup, uyuşmazlığın tarafların bir araya geldiği ilk birkaç saatte çözülmesi halinde çok düşük bedeller ortaya çıkmaktadır. Yine, 01 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile resmi yargılamada gider avansı alınması uygulaması başlatılmıştır. Yargılamaya başlanmadan önce, yargılama giderlerinin karşılanması açısından hem davacıdan hem de davalıdan belli bir miktar gider avansı adı altında mahkeme veznesine depo edilmektedir. Ancak, arabuluculukta böyle bir gider kalemi de olmadığından uyuşmazlıkların daha ekonomik olarak çözülmesi sağlanacaktır.
2. Zamandan tasarruf sağlar
Ülkemizde, mahkemeler önünde yığılmış olan dosya sayılarının çokluğu nedeniyle bugün en basit yargılamalarda bile kararın kesinleşmesine kadar yaklaşık 3 yıl geçtiği bilinmektedir. Ancak arabuluculuk yoluna gidilmesi halinde, uyuşmazlıkların bir günde bile çözülmesi mümkün olduğundan, ticari hayatın temel taşı olan esnaf ve sanatkar açısından zamandan büyük ölçüde tasarruf sağlandığı açıktır.
3. Gizlilik İlkesi asıldır (Ticari sırların korunması)
Mahkemelerde alenilik ilkesi geçerlidir ve yargılama sırasında tarafların ticari sırları da dâhil olmak üzere tüm bilgileri alenidir. Mahkemeler nezdinde yapıla yargılamada esnaf ve sanatkârın tüm ticari sırları ortaya çıkabilecektir. Ancak, arabuluculuk müessesesinde gizlilik esas olduğundan, uyuşmazlığa düşen esnaf ve sanatkârların ticari sırları açığa çıkmaz. Esnafın temel değerlerinden olan itibarı da zedelenmez.
Yayımlanan Arabuluculuk Kanununda kimlerin arabulucu olabileceği belirtilmiştir. Arabulucu olmanın ön şartı; hukuk fakültesi mezunu ve meslekte beş yıllık kıdeme sahip olmaktır. Bu şartları taşıyan kişiler, Adalet Bakanlığı tarafından yapılan Arabulucu sınavına katılabilirler. Sınavı geçen arabulucu adayları, yapılan arabulucu mülakatını da geçmeleri halinde Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Dairesi nezdinde tutulan Arabuluculuk siciline kaydolmaya hak kazanırlar. Arabulucular, arabuluculuk ofislerinde görev yapmak üzere, 14 Kasım 2013 tarihinde göreve başladılar.
Uyuşmazlığa düşen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildiği uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklardır. Kamu düzenine ilişkin uyuşmazlıklarda ise arabulucuya gitmek mümkün değildir. Esnaf ve sanatkârın birbirleri arasında yaşanabilecek ticari uyuşmazlıklar ile yanlarında çalıştırdıkları işçiler arasında çıkabilecek işçi alacaklarına ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculukla çözülmeye en yatkın uyuşmazlıklardır. Örneğin; bir esnaf yanında çalışan işçisi ile fazla çalışma alacaklarının ödenmesine ilişkin bir uyuşmazlık yaşadığında, tarafların gönüllü olması halinde uyuşmazlık arabulucu önüne götürülebilir ve taraflar ortak bir payda da buluşabilirler.
Uyuşmazlığın taraflarının her ikisinin de gönüllü olması halinde, uyuşmazlığı arabuluculuk ofislerinde hizmet veren arabuluculara götürebilirler. Arabulucu, uyuşmazlığın taraflarını herkes için uygun olan bir günde bir araya getirerek sorunlarına ortak bir çözüm bulmalarında yardımcı olacaktır. Tarafların, uyuşmazlıklarının çözümünde anlaşmaları halinde ise, arabulucu huzurunda sonuç bir tutanağa bağlanacak ve taraflar yürütmeye devam edecekleri ticari ilişkileri zarar görmeden mutlu bir şekilde ayrılacaklardır. Arabuluculukta esas olan tarafların her ikisinin de kazanacağı “KAZAN-KAZAN” ilkesidir.