İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği / İSTESOB

AHİLİKTE ÜYE KABUL ETME

Ahilik sistemi, bir meslek kurumu olsa da kaliteli toplumu oluşturacak, ahlak ve erdem sahibi kişileri üyeliğe kabul ediyorlardı. Bu yüzden her isteyen Ahi olamazdı.

Ahi olabilmek için, bir meslek sahibi olmak gerekiyordu. Yani, Ahilik teşkilatına girmek isteyen kişinin mesleği, çocukların ise meslek edinmeye hevesinin olması gerekiyordu. Yamak ve çırak olacak çocuklar velisinin izni ve girişimi ile Ahilik teşkilatı ile ilgi kurabilirlerdi.

Ahi adayı, öncelikle yamak veya çırak olarak kendisini kabul edecek bir usta bulurdu. Öncelikle çocuğun, ahlakı, çalışkanlığı, kişilik ve sosyal alışkanlıkları bakımından araştırması yapılırdı. Ahilik değerlerine aykırı davranışları tespit edilen kişiler, asla teşkilata kabul edilmezdi. Ayrıca yalancıların, hilecilerin, cimrilerin, İslam’ı bırakıp başka dine geçenlerin, suçluların, hırsızların, kumarbazların, katillerin, sözünde durmayanların, laf taşıyıcıların ve başkasının şerefine leke sürenlerin Ahilik teşkilatına girmeleri mümkün değildi. Çıraklığa kabul edilen kişilerin meslek, sosyal ve ahlak konularında uzun bir eğitim süreçleri başlardı.

AHİLİKTE ÜYELİK ÇEŞİTLERİ

Ahilik sisteminde iki tür üyelik biçimi vardı. Bunlardan ilki çalışma hayatı içinde olan; yamak, çırak, kalfa ve ustadan oluşan aktif üyelerdi. Bu üyeler; üretim, çalışma, sosyal sorumluluk, toplumsal denge gibi Ahilik değerleri çerçevesinde; ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını oluşturan Ahilerdi.

İkinci üyeler ise; Ahilik teşkilatının aktif üyesi iken iş kazası, hastalık, yaşlanma gibi nedenlerden ötürü çalışamayacak durumda olan pasif Ahilerden oluşuyordu. Emeklilik, güçsüzlük, sakatlık ve hastalıktan ötürü çalışma hayatının dışına çıkmış üyelerine, Ahilik teşkilatınca orta sandıklarından yardım yapılırdı. Ahilik sistemi bu yönüyle sosyal güvenlik sistemini de içeren bir teşkilattır.

Exit mobile version