2011’DE İHTİYATLI OLMALI

Yeni yıl, 2011 derken, ilk bir ayı da geride bıraktık..İstanbul Esnaf’ın 2011’in ikinci sayısında yine birbirinden çarpıcı konular ve odalarımızın gündemleri var.Bunları okuyacaksınız ama yılın ekonomik seyrine şöyle bir baktığımızda, 2011 Türkiye’ye neler getirecek? Ne kadar başarılı, ne kadar mutlu olacağız, ne ölçüde sorunlarımızı hafifleteceğiz, ne kadar karamsarlığa kapılacağız? Bu sorulara yılın ilk ayının sonunda net cevaplar vermek mümkün değil.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2011 yılının reel sektör açısından ihtiyatlı olunması gereken bir yıl olacağını belirtiyor. Babacan,  “Maceraya gerek yok”şeklindeki ihtiyatlı çağrısında,  “Şu artacakmış onun için bunu alalım, şunu alalım” gibi söylemleri zar atmaya benzetti. “6’da gelebilir 1 de” diye şoklar yaşamayın, demeye getirdi.
Ekonomide canlanmanın halkın borçlanarak yaptığı bir canlanma ise orada biraz dikkatli olunması gerektiğini belirten Babacan, “ölçülü gidin” mesajını veriyor. Krediler kullanılabilir ama halkın henüz kazanmadığı parayı şimdiden harcaması  ileri dönük bir risk olarak görülmeli. Tüm bu mesajlara rağmen 2011 yılının canlı bir yıl olacağı beklentisi hakim ve büyüme hızı da yüzde 4.5 olarak açıklandı.
Ancak ülke olarak gelişmişlik kriterleri kötü değil. Son 5 yıldır bir 16’ncı bir 17’nci büyük ekonomi olan Türkiye 8’inci sıraya kadar yerleşebilecek. Bu gerçekten de hayal değil. Zira son 30 yıllık geçmişimize baktığımızda çıkış trendini görmek mümkün. Eskiden sanayi deyince akla sadece İstanbul ve Kocaeli gelirken şimdi Anadolu’da neredeyse bütün illerimiz üretim üssü haline dönüştü. İlkel teknolojinin yerini daha ileri makineler aldı.
Son 30 yılda dünyada farklı ülkeler de sanayide, endüstride, ekonomide bizden hızlı gelişme gösterdi. Mesela uyuyan dev Çin uyandı, olağanüstü bir performans göstererek dünya piyasalarını yönlendirecek güce erişti. Çok borçlanan Avrupa ülkelerinin başı dertte. Küresel kriz lafı ağız alışkanlığı oldu ama durum Avrupa’da farklı, Çin,  Hindistan, Brezilya ve Türkiye’de farklı. Almanya’da 2010 büyüme rakamı yüzde 3.6, İtalya ve Belçika’da yüzde 1 ve bu oranlar yinede iyi. Çünkü İrlanda, Portekiz, İspanya, Yunanistan ekonomileri 2010’da küçüldü. Ama Brezilya yüzde 8, Türkiye yüzde 8, Hindistan’da yüzde 9, Çinde ise yüzde 10. Bu rakamlara bakıldığında krizin küresel olduğu söylenemez. Yani bundan sonra bölgesel krizden bahsetmek daha doğru olacak.
Türkiye ekonomisi de elbette büyüyor ve daha da büyüyecek. Ancak nüfusu, ihtiyaçları ve sorunları da hızla artan Türkiye’nin çok daha fazla büyümesi gerekiyor. Şu sıralar en çok konuşulan konu, Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelebileceğidir. Bunlar hayal değil ama bunun için de çok gayret gerekiyor. Hatta öncelikle Avrupa Birliği’nin “Önce küçük olanı düşün” ilkesinin ülkemizde de uygulanması gereği var. Şimdi bu ilke Türk Ticaret Kanunu’na giriyor. TTK’nun yürürlük tarihi 1 Temmuz 2012…Kanunun 1530. Maddesinde yapılan değişiklik uyarınca  küçük ve orta ölçekli işletmeler, büyük şirketler ve perakende zincirleri karşısında koruma altına alınacak. Tabi küçük işletmeler o tarihlere kadar kalırsa…
BANKALARIN  MASRAFLARINA TEPKİ VAR
Bu yıl üzerinde durulan esnafı da yakından ilgilendiren bir önemli konu da banka hizmetlerindeki  masraflar…Hesap işletim ücretlerinden kredi kartlarında kart ücretine kadar, bankaların post komisyonundan EFT ücretlerine kadar bir çok konuda masraflar tepkiyi genişletiyor. Geçtiğimiz günlerde Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bu uygulamaların Tüketici Yasası ile bir çerçeveye oturtulacağını söyledi. Ergun, bazı şikayetlerin de BDDK’nın denetim kurallarında yapılacak değişikliklerle giderileceğini bildirdi. Üzerinde durulan bu konular esnafın yıllardır süren şikayetleriydi. Umarız önümüzdeki dönemlerde bu sorunlara çözüm bulunur.
Fikret HELVACIOĞLU