Pamuklu kumaşlar üzerine kök boyalarla baskı işi yapan kimselere “basmacı” bu işleme tabi tutulmuş bezlere de “basma” adı verilir Manilerimize kadar yansımıştır.
Entarisi al basma
Alıp duvara asma
Sen benimsin ben senin
El söze kulak asma
manisi o günlerin hatırasıdır.
Basmacılık, Asur ve Akadlılar tarafından icat edilmiş bir sanattır. Asurluların torunları olan Süryaniler bu mesleği devam ettirmiş ve dünyanın pek çok ülkesine yaymışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Urfa yöresinde yaşayan Süryanilerin özenle yaşattığı basmacılık sanatı nedir?
Basmacılık, tahta üzerine oyulmuş kalıplarla, giyilecek kumaşların üzerine, yatak ve yorgan çarşaflarına resim kopyalama sanatıdır. Kalıp, kök boyaya batırılır ve işlenecek kumaşın üzerine vurulur. Ayni deseni defalarla tekrarlamak gerekir. Kullanılan boyalar, o bezden hiç çıkmaz. Onun için dikkat ve sabır isteyen bir meslektir.
Bu işi yapanlara basmacı, üzerine bu çıkmaz desenlerin vurulduğu kumaşa da basma adı verilir: bu ikisini omuzunda bohça ile köy köy dolaşıp bu kumaşları satanlara basmacı adı verilirdi.
Basma, çoğunlukla pamuk ipliği kullanarak dokunan kumaşların genel adıdır. Anadolu’da uzun yıllar boyunca ucuzluğu nedeniyle erkeklerin, kadınların, genç kızların ve çocukların birincil giyim malzemesi olmuştur. Basmadan dikilen giysilere, yörelere göre değişim göstermek koşuluyla; göynek entari, fistan, elbise, libastıman, içlik gibi değişik isimler verilmiştir.
Günümüzde basmacılık, yatak çarşafları, nevresim, vitrin yakaları, yazma başörtüleri, perde, bohça gibi ürünlerde kullanılmaktadır. Hazırlanan kalıbın yüzünün kök boyaya batırılarak, kumaş veya şekil verilmek istenen malzemenin üstüne bastırılarak izlerinin bırakılması sanatıdır. Ama günümüz teknolojisi seri üretim yaptığı için bu sanata yaşam alanı bırakmamıştır. zamanla basmacılık unutulup kaybolmuştur.