2012’YE KALAN MİRAS

2011 Yılını da geride bırakarak 2012’ye merhaba dedik. Ekonomi çevrelerinde bir taraftan 2011’in karnesi çıkarken bir taraftan da 2012’nin öngörüleri yer aldı… Yıllar yılı yumuşak karnımız olarak tanımladığımız enflasyonda tek haneli rakamlarda yaşamaya alıştık ve 2011 yılı enflasyon rakamı yüzde 9’a ulaştı. Büyüme rakamı ise yüzde 8’i buldu.
2011 yılı Türkiye ve dünya ekonomisi için nasıl geçti diyecek olursak, 2011’e başlarken küresel krizin zayıflayacağı düşünülüyordu. Ama olmadı. Dünya yeni krizler yaşıyor. Avrupa bölgesine dair endişelerin giderek yoğunlaşması ve likidite genişlemesinin duraksamasıyla yılın ikinci yarısında belirgin dalgalanmalar gündeme geldi. Yunanistan ve İtalya’nın borçluluk sendromu, piyasalarda olumsuz bir seyir yaşanmasına sebep oldu. Bu etki küresel büyüme beklentilerini de kademeli olarak düşürdü. Yılın son günlerinde de belirsizlik devam etti. Türkiye’de ise yıl içinde Merkez Bankası politikalarının etkili olduğunu gördük. Bu politikalar pozitif etki yaptı. Ancak yılın son çeyreğinde düşük faiz ortamı TL’nin değer kaybına yol açarken enflasyonist baskılara yol açtı. Yeni yıla bu gelişmelerle yine belirsizlikler yumağı ile girmekteyiz. Ama yine Merkez Bankası’nın mevcut para politikalarının yeni yılda etkili olacağı gözükmekte…
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “Önlemler aldık ama her kötü sinyalde yeni önlemler alacağız. Buna hazırlıklı olalım, sonradan haber verilmedi denilmesin” diye tehditkar bir uyarıda bulunması anlamlı. Nedir bu kötü sinyaller derseniz, bize göre üretim düşüşü, yatırımların sıfır noktasına inmesi, işsizliğin artması, 2011’de “övündüğümüz” büyümenin küçülmesi ve kemer sıkma politikalarının zincirleme bir sürece girmesi olarak özetleyebiliriz. Avrupa’da da  Yunanistan’la başlayan süreç bir domino etkisiyle bütün AB’yi sarsacak gibi gözleniyor.
Ülkemizde ise esnafın 2012’den beklentilerine gelince bir yanda Türk Ticaret Kanunu, diğer yanda perakende yasası ile ilgili adımlar önemli olacak. Tabii bunlardan da önde yeni Anayasa var. Mevcut Anayasa’da “ Devlet esnafı korur ve kollayıcı tedbir alır” şeklindeki 173. maddenin kaldırılmaması esnaf teşkilatının en önemli isteği.
Yeni Anayasa ile ilgili önümüzde 4 aylık bir çalışma periyodu var. Sivil toplum kuruluşlarının ortak görüşleri, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı TEPAV’da toplanacak ve rapor Nisan ayında tamamlanmış olacak.
İşte bu çerçevede İstanbul Esnaf Dergisi’nin Ocak sayısında Anayasa konusuna geniş yer verdik ve kapağa taşıdık. Yılın son sayısında Palandöken’in “Raflarımızda Fransız mallarına yer yok” açıklaması yerini aldı. Meclis’te esnafın istek paketini önerge haline getiren MHP milletvekili Celal Adan ve CHP milletvekili Faik Tunay teşkilatın gönlünde taht kurdu. Bu sayıda ayrıca Türk Mutfağı’nın zirvesi haberi ile Kuaförler ve Frezeciler Odaları’nın gecelerinde esnafın stres atma haberlerine yer verdik. Yılın son sayısında 2011’e veda edip 2012’ye merhaba derken, tüm okuyucularımıza yeni yılda sağlık, huzur, barış, bereket ve mutluluk diliyorum.
Fikret HELVACIOĞLU